Sporda Ahlaki Muhakeme

 

Sporda Ahlaki Muhakeme

Spor ve ahlak birbirinden ayrı alanlar olarak görülebilmektedir. Ancak her iki alanın da ortak noktası, insan ve insanlar arası ilişkileri düzenleyen kurallar sisteminin bulunmasıdır. Her iki kavram da insanlar arası ilişkilerin, etkileşimlerin sonucunda ortaya çıkmışlardır. Ahlak eğitimi ile spor eğitimini birbirinden soyutlamak doğru değildir. Bu iki kavram birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 

“Her çeşit spor faaliyetini, Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır.” sözleri ile Mustafa Kemal Atatürk’ün sporu, milleti geliştirmek, toplumu düzenli ve müreffeh tutmak ve ahlakını korumak için önemli bir araç olarak gördüğünü, farkındalıkla ve önemle vurguladığını söylemek yanlış olmayacaktır. 

“Spor yalnız beden yeteneğinin bir üstünlüğü sayılmaz. Anlayış, zekâ ve ahlak da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı geri olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetliler ile başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim.” sözleri de Atatürk’ün spora ve sporda ahlak hususuna ne denli önem verdiğini kanıtlamaktadır. Mustafa Kemal, sporu yalnız bir eğlence yahut müsabaka faaliyeti şeklinde algılamamış ve eğitimin her alanına olduğu gibi spor eğitimine de önem vermiştir. 

Ancak; bütün dünyada olduğu gibi Türk kültüründe spora toplumu yeniden şekillendirme görevi yüklenmesine ve olumlu bakış açısına karşın, son dönemlerde karşılaşılan olaylar spor alanında ahlak dışı davranışların artmakta olduğunu göstermektedir. Sporda saygı duyulması gereken sınırların neler olduğu, hangi kararların spor ortamında uygun olduğu gibi soruların cevaplarını ancak ahlaki muhakeme verebilmektedir. Örneğin, bazı sporlarda bilerek rakibe hafif dereceli rahatsızlık vermek haklı bir davranış olarak kabul görebilmektedir. Hatta sosyal hayatta normal karşılanmayacak bazı davranışlar (sözlü veya fiziksel taciz, şiddet ve saldırganlık) cezai karşılık görmeyeceği düşüncesiyle spor sahalarında ve ortamlarında normalleştirilmektedir. Bu sebeple, söz konusu haklılaştırmalarda algılanan değişiklikler sporda tartışılmaya müsait davranışlara sebebiyet verebilir. Tüm bunlarla beraber oyunda ahlaki muhakeme, spor dışında kabul görmeyecek hareketlerin spor ortamında niçin kabul gördüğüne açıklık getirmektedir.

Sporda ticari ve siyasi beklentilerin artması, ahlaki beklentilerin ikinci plana atılmasına sebep olmuştur. Aynı zamanda profesyonelliğin giderek güçlenmesi, amatör ruhunun gerilemesine ve müsabakaların dostluk, kardeşlik ve birliktelikten daha çok maddi kazanımlar elde etmeye yönelik ticari bir sektör hâline gelmesine yol açmıştır. Sporda müsabakaya çıkacak sporcunun hedefi galip gelmek olmakla birlikte, sporcunun elde ettiği başarılar, aldığı ödüller ve şampiyonluklar amaç değil araç olmalıdır.

Genel olarak ahlaki eğitim ile spor eğitiminden beklenen sonuç kuvvetli bir kişilik yapısıdır. Ah lak gelişimi konusundaki literatür, çocuğun spor etkinliklerine başlama ve sürdürme yaşının ahlak gelişiminin de en önemli aşamaları içinde olduğunu göstermektedir. Elde edilen bulgular ışığında; büyük yaş gruplarında hile ve yarışma severlik gibi davranışların öneminin arttığı, küçük yaş gruplarında ise adilce kazanma, oyun kurallarına uyma, fair play duygularının ön planda olduğu tespit edilmiştir. Bu dönemler boyunca inisiyatifi elinde tutanlar çocuğun ahlaki şekillenmesinde de söz sahibi olacaklardır. Diğer bir deyişle, karar verme sürecinde karar vericilerin gönül rahatlığına kavuşması ve sorun yaşamaması için göz önünde bulundurması gereken nokta, bu süreçte spor ortamındaki bütün kimliklerin, özellikle antrenörlerin etik davranışlar sergilemeleridir.

Ahlaki karar alma ile ilgili bir araştırma; sporcu öğrencilerin ahlaki karar alma tutumlarının spor türü değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterebileceğine vurgu yapmıştır. Fiziksel temasın sporcuların ahlaki yargılarında önemli bir rol oynadığını, fiziki temas düzeyi düşük ya da hiç olmayan branşlardaki sporcuların ahlaki gelişim skorlarının daha yüksek olduğunu, yüksek temas sporlarının ise daha düşük ahlaki seviyelerle ilişkilendirildiğini rapor etmiştir.

Sonuç olarak, ülke sporumuzun temellerini oluşturan sporcularımızın evrensel ahlak değerleriyle birlikte, galibiyet veya mağlubiyet durumlarında değişmeyecek kendilerine ait öz ahlaki değer yargılarını geliştirmeye yardımcı olacak doğru tutuma ve ahlaki değerlere sahip olması için verilen sportif ve ahlaki eğitim oldukça önemlidir.


Yorum Gönder

Daha yeniDaha eski